8.15.2012

Vasıfsız Gömlek


Babam yaşarken bırakmıştı en büyük mirasını. Yedi yıl üzerinde taşımış, ama hiç eskitmemişti. Eskiyemezdi zaten. Çizgisiz, desensiz, rengi atmaz, toz tutmaz krem bir gömlek! XL bir mirastı, hep üzerimde taşımam gerekti bunu. Başka çarem yoktu. Fakirliğimin özeti olsa gerek babadan kalma gömlek.

Babam fakirdi ama zekiydi. Bu yüzden seviyorum diyebilirim o adamı. Annem yoktu. Babamla birlikte karmakarışık bir akraba evinde kalıyorduk yıllardır.
Neyse…
Lisede büyük uğraşlar sonucu tanıştığım kızla ilk buluşmada, maalesef bahsi geçen gömleği giymek zorundaydım. Bir tişörtüm daha vardı ama günün birinde beni o gömlekle de görecekti… Ve evet… Gurur yapmayı seviyordum. Yalan sevdalar peşinde koşmak istememiştim… Olmadı o iş… Okul bitmiş, herkes benim için ayrı ayrı zorluklar taşıyan vasıfsız işleri arar olmuştu.

Dünyadaki tek sorunları beni acı çektirebilecek bir işe sokmak olan sevgili akrabalarım
giderek çirkinleşiyorlardı. Biraz daha insancıl bir istihdam için part time işlere bakıyordum.

Gömlekli iş görüşmeleri benim meseleyi çözmemi zorlaştırıyordu. Her gittiğim yerden güler yüzle uğurlanıp, ağlayarak haftaları kapıyordum. Artık kaçmaya karar verdim. Sokaklar onca hayvanı sahiplenirken bana da bakarlar diye düşünüyorum. En kötüsü bir köprü altı bulur yaşarım orada. Sidik kokulu mekanları akrabaların yanında sığıntı olarak yaşamaya tercih ederim!
Gömleği de alıp çıkıyorum elveda baba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder