8.15.2012

2

Yalıtım sonuç vermiyordu. Düşünce davranışları şekillendirdiği müddetçe samimiyetten şüphe eksik olmayacaktı. Bireyin davranışları toplumsal tepkiye gösterilen karşı tepkilerden arınmadıkça ne salt özgürlükten ne de sorgusuz teslimiyetten söz edebilirdik. Vardığımız sonuç buydu.(İki yarım akıl) Bu sonuca varmamızla birlikte yaptığımız tüm saçmalıklar bir yana evden attığımız onca eşyaya hayıflandık.(An içinde güçlü bir düşkünlükle bağlandığımız fantezi, mantığın yükselişe geçmesiyle küçültüyordu bizi) Sadece üç ayımız sürekli olarak evden atacağımız eşyalara karar vermekle geçmişti. Hangisine gerçekten ihtiyaç duyuyorduk, hangisi reklam dayatmasıyla alınmıştı, hangisi olmadan da olur vesaire vesaire...Ahşap sehpa için iki gün çemkirmiştik birbirimize. Bir dörtayağın tartışmaya değmeyeceğine karar verip atmıştık da rahatlamıştık sonunda. Bu arada sefilhaneye çevirmiştik evi. Sevgilim bir doktora görünmenin faydalı olabileceğini söyledi. Yaptıklarımızın yanında daha mantıksız bir davranış olamazdı.

İki saat kadar sıra bekledik. Odasına girince tüm açıklığıyla anlattım durumumuzu doktora.
"Hayır" dedi doktor; "hayatınızın merkezindeki, yaşamanız için sonsuz bir motivasyon sağlayan bencilliğinizi söküp alamayız. Onsuz yaşayamazsınız."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder